>>
2025 yılına adım atarken, iş dünyasının öncü isimlerinden Süleyman Orakçıoğlu ve zarafetiyle olduğu kadar güçlü kişiliğiyle de tanınan Ahu Orakçıoğlu çiftini Glow&Celebrity’nin kapağında ağırlıyoruz. Modadan sosyal sorumluluk projelerine, aileden iş hayatına kadar geniş bir perspektifte başarı öyküleriyle ilham veren bu ikili, yılbaşı özel sayımızda bir araya geldi.
Orka Holding’in küresel başarısını vizyoner liderliğiyle şekillendiren Süleyman Orakçıoğlu, eşi Ahu Hanım ile hayatını paylaşırken sadece iş yaşamında değil, özel hayatında da kusursuz bir denge kuruyor. Ahu Orakçıoğlu ise sunduğu televizyon programlarıyla geniş bir izleyici kitlesine hitap ederken, toplumsal faydayı merkeze alan projeleriyle adından sıkça söz ettiriyor.
Aşk, tutku ve uyumun temellerinde yükselen birliktelikleri yalnızca bir evlilik değil, birbirine güç veren, ilham kaynağı olan bir yaşam biçimi. Röportajımızda bu eşsiz uyumun sırlarını, iş dünyasında yakaladıkları başarıların perde arkasını ve birlikte yeni projelere nasıl hayat verdiklerini konuştuk. Ayrıca yılbaşına özel aile anılarını ve yeni yıla dair dileklerini paylaşarak bize yepyeni bir başlangıç için umut dolu mesajlar verdiler.
Bu samimi ve ilham verici sohbetle hem başarıya hem de mutluluğa dair çok şey öğreneceksiniz.
İlişkimizin temelinde şüphesiz AŞK var. Hatta bizimkine SEVDA diyebiliriz. Aşk gelip geçici, sevda ise kelime anlamıyla daha kalıcı geliyor bana.
Süleyman, iş hayatında vizyoner ve tutkusunu yitirmeyen bir adam. Muazzam deneyim sahibi olmakla birlikte alacağı kararlarda inandığı akıllara danışmaktan beis duymaz.
Kadınların hayatın her alanında yer alabilmesi, sürdürülebilir bir gelecek için en temel ilkelerden biri. Kadın Eli Değerse projemiz de bu konuda farkındalık yaratmayı başardığımız bir proje oldu.
Yıllardır yakışıklı ve stil sahibi damatları giydiren markalarımız yeni yılda, gücünün bilincinde ve cazibesinin farkında olan kadınları giydirecek.
Kuruluşundan bu yana Türkiye ve dünyada başarı dolu bir grafik sergileyen Orka Holding olarak, Damat Tween ve D’S damat markalarımızla modanın kalbi İtalya başta olmak üzere 85 ülkede 415 mağazamızla lüks erkek modasında zirveyi paylaşıyoruz.
Yurt içinde mevcut fabrikalarımızın olduğu Giresun’da nisan ayında yeni üretim yatırımımızın açılışı olacak. Yeni fabrikamız, günümüz teknolojisinde çığır açacak inovatif bir yatırım oldu.
Süleyman-Ahu Orakçıoğlu çifti olarak hem iş hem de özel hayatınızda uyumlu bir çift olarak tanınıyorsunuz. Aşk, ilişkinizin ve başarılarınızın temelinde nasıl bir rol oynuyor?
Ahu Orakçıoğlu: İlişkimizin temelinde şüphesiz AŞK var. Hatta bizimkine SEVDA diyebiliriz. Aşk gelip geçici, sevda ise kelime anlamıyla daha kalıcı geliyor bana, içinde tutkuyu da barındırıyor.
Aslında ikimiz de ilişkiden işe hayatı aşkla, heyecanla yaşayan yüksek enerjili insanlarız. Gerçeklik ve samimiyet duygusu ikimiz için de çok değerli.
Ancak Aşk tek başına yeterli mi? Maalesef hayır. Sürdürülebilirlik için aşkın yanına destek güçler gerek. Karşınızdakinin karakterine duyduğunuz sevgi ve dahası uyum ve dengeyi kurabilmek… Kolay mı? Kocaman hayır. Bir de iyi geçinmeye, anlaşmaya niyet etmiş olman gerekiyor. Huzurdan beslenen insanlarız ve sevdiğimiz ortamları birbirimize sağlamaya çalışıyoruz.
Süleyman Orakçıoğlu: Eşim Ahu’nun tanımıyla “sevdamız” birbirimizi ilk gördüğümüz andan itibaren başlayan ve hayatta herkese nasip olmayan bir armağan. İlişkimizin temelinde yer alan sevgi, her koşulda birbirini destekliyor olmamızın da kaynağı. Birbirimize olan tutkumuzu korumak için elbette özel ve iş hayatındaki dengeyi koruyoruz. Sevgi dolu olmamız, o hep hayali kurulan sağlıklı birlikteliği ve bunun doğal yansıması olarak iş hayatında da motivasyonu sağlıyor, istikrarlı ve huzurlu başarıları da beraberinde getiriyor.
Orka Holding’in büyümesinde aile olarak aldığınız önemli kararlar, birbirinizle kurduğunuz iletişimin gücünü gözler önüne seriyor. Bu süreçte birbirinizin vizyonuna nasıl destek oldunuz?
A.O: Süleyman, iş hayatında vizyoner ve tutkusunu yitirmeyen bir adam. Muazzam deneyim sahibi olmakla birlikte alacağı kararlarda inandığı akıllara danışmaktan beis duymaz.
Ekip ruhuna inanır. Biz güzel bir ekip olduk. Birbirinin aklına ve iyi niyetine güvenen, yüksek iletişim dozu olan bir beraberlik bizimkisi ve birbirimizi besliyoruz. Birlikte karıkoca ilişkisinin üzerine çıkan bir katma değer yarattık.
S.O: İkimiz de yeniliğe, öğrenmeye ve gelişime çok açığız, adeta tutkuyla bağlı iki karakteriz. Gerek ortak ilgi alanlarımız gerekse farklı alanlardaki derinlik motivasyonumuz, markalarımızın gelişimi noktasında birbirimize katkı sunmaya olanak tanıyor.
Yoğun iş temponuz arasında birbiriniz ve aileniz için kaliteli zaman yaratmayı nasıl başarıyorsunuz? Bu dengeyi kurmak için özel bir yönteminiz var mı?
A.O: Kesintisiz bir iletişim, kaliteli zamanı yaratıyor. Sağlıklı bir sosyal yaşamın içerisindeyken dönüp sıklıkla baş başa kalmayı önemsiyoruz. İki gün görüşmesek konular birikiyor. Arkadaşlarımızdan çok birbirimize zaman ayırmaya dikkat ediyoruz. Baş başa tatile gitmeyi seviyoruz. Birbirimizin iyi arkadaşı olduk. Ve sanırım bu durum daha çok zaman geçirmek için iyi bir motivasyon oluyor.
S.O: Eşim Ahu ve ailemle kaliteli zaman geçirmek için genel olarak iş ve özel hayatım arasında net sınırlar koyuyorum. Özellikle bir aradayken teknoloji detoksu yapmaya da özen gösteriyoruz.
Hayatta ve iş dünyasında karşılaşılan zorluklar, sizi bir çift olarak daha da güçlendirmiş gibi görünüyor. Birlikte üstesinden geldiğiniz en büyük zorluk neydi ve bu deneyim ilişkinizi nasıl etkiledi?
A.O: İnsanın hayatta ve duygusal anlamda inişleri çıkışları olabiliyor. Tabii ki zamanla birbirimizi idare etmeyi de öğrendik. Bazı kadersel kararları birlikte aldık. Bu dönüm noktaları ilişkiyi zamanla daha da güçlendirdi.
S.O: Hayatın olağan akışında ve özellikle de iş dünyasının dinamik yapısı içinde bizim gibi çiftlerin zorluklarla karşı karşıya kalması son derece normal. İlişkimizin temelinde sevgi olmasının da etkisiyle bu zorluklar bizi birbirimize daha da sıkı bağladı ve ilişkimizi derinleştirdi.
Sosyal sorumluluk projelerinde birlikte yer almak, topluma olan katkınızı derinleştiriyor. Bu projelerde size ilham veren şey nedir? Birlikte gerçekleştirdiğiniz bir projeyi bizimle paylaşır mısınız?
A.O: Koordinasyonunu üstlendiğim ve gelirini Koruncuk Vakfına aktardığımız “Kadın Eli Değerse” projemiz buna güzel bir örnek. Projede ilhamımızı topluma değer katan güçlü kadınlardan aldık. Birbirinden değerli pek çok kadını bir araya getirdik ve kendilerine erkek smokini giydirdik. On yıl önce bir erkek giyim markasının kadın gücüne vurgu yapması ve bu formatta bir kadın kampanyasına imza atması oldukça vizyoner bir sosyal sorumluluk projesiydi. Çalışanlarının yarısından fazlası ve yöneticilerinin %40’ı kadın olan holdingimize yaraşır bir kampanyaydı.
Kampanyalarımızda kadınları ve çocukları önceliklendirmeyi sürdürüyoruz.
S.O: Kadınların hayatın her alanında yer alabilmesi, sürdürülebilir bir gelecek için en temel ilkelerden biri. Kadın Eli Değerse projemiz de bu konuda farkındalık yaratmayı başardığımız bir proje oldu. Kadınların özellikle iş hayatına katılımının kurumların daha kapsayıcı olmasına ve aynı zamanda doğru ve etkili kararlar almasına katkı sunduğunu da bizzat gözlemliyorum.
Gelecekte sizi bir arada görebileceğimiz yeni projeler var mı? Bu projelerde ikinizin de hayalleri ve vizyonları nasıl şekilleniyor?
A.O: Şirketimizin pek çok projesinde omuz omuzayız. Bu yıl birlikteliğimizden tatlı bir format oluştu; Süleyman’ı ara ara ekotürk‘teki kendi televizyon programımda canlı yayınlarımda ağırlıyorum. Nüktedan ve etkili tv programları yapıyoruz. Sevgili Suat Soysal’ın teklifiyle bu formatı perakende günlerine taşıdık. Böylesi sahne tekliflerine açığız.
S.O: Yeri gelmişken, eşim Ahu’nun Türkçeyi yazı ve konuşma dilinde doğru kullanma konusundaki dersleri sayesinde eskisinden çok daha iyi olduğumu hissetmekle kalmıyor, aynı zamanda bu yönde övgüler de alıyorum. Öncelikle bu konuda kendisine buradan da çok teşekkür ederim. Yeni projelere gelince; Ahu ile her projeye varım diyorum.
Yılbaşı sizin için ne anlam taşıyor? Bu özel günü birlikte kutlarken en çok nelere önem veriyorsunuz?
A.O: Biz yılbaşını çekirdek kadro kutlamayı önemsiyoruz. Bu yılbaşında babamın taze vefatı dolayısıyla anneciğimin yanında kutlamaya karar verdik. Annemizin yılbaşı sofrası efsanedir. Çocukluğum kalabalık bir ailenin ferdi olarak annemin sofrası etrafında neşe ile toplandığımız unutulmaz yılbaşı anılarıyla dolu. 2025’e Ankara’da anne sofrasında sevdiklerimle sağlıkla bir arada girmeyi diliyorum.
S.O: Ailemle birlikte sağlıklı olduğumuz her an benim için de en kıymetlisi. Bu mutluluğumuzu bu kez Ankara’da hep birlikte perçinleyecek olmaktan hepimiz büyük heyecan duyuyoruz.
2025 yılına girerken hem Orka Holding’in projeleri hem de kişisel hedefleriniz arasında bizi heyecanlandıracak ne gibi planlar var?
A.O: O zaman haberi duyurayım. Yıllardır yakışıklı ve stil sahibi damatları giydiren markalarımız yeni yılda, gücünün bilincinde ve cazibesinin farkında olan kadınları giydirecek. Kapsül koleksiyonlarla denemelerini yapmış olduğumuz kadın koleksiyonu daha da çoğalacak ve belki yeni bir vizyoner kadın markasıyla karşınızda olacağız.
S.O: Kuruluşundan bu yana Türkiye ve dünyada başarı dolu bir grafik sergileyen Orka Holding olarak, Damat Tween ve D’S damat markalarımızla modanın kalbi İtalya başta olmak üzere 85 ülkede 415 mağazamızla lüks erkek modasında zirveyi paylaşıyoruz. Kısa bir süre önce 40. kuruluş yıl dönümümüzü çalışanlarımızla birlikte kutladık. Markalarımızın başarısında ortak ekip ruhunun payı yadsınamaz. Buradan da tüm çalışanlarımıza akıl ve alın teri için teşekkür ediyor, başarıları için tekrar kutluyorum. Yeni yıldan itibaren tüm ekip olarak ortak vizyon ve kararlılıkla, hedef pazarlarımızdan özellikle ABD ve Birleşik Krallık’ta ayrıca Avrupa ve Körfez ülkelerinde de hızlı ve istikrarlı büyümemizi sürdürmeyi planlıyoruz. Yurt içinde mevcut fabrikalarımızın olduğu Giresun’da nisan ayında yeni üretim yatırımımızın açılışı olacak. Yeni fabrikamız, günümüz teknolojisinde çığır açacak inovatif bir yatırım oldu. Ayrıca eşim Ahu’nun da vurguladığı gibi kadınlarımız için hazırladığımız kapsül koleksiyonlar çok büyük ilgi gördü. Bunu da devam ettirmeyi planlıyoruz.
Yeni bir yıl, yeni umutlar demek… 2025 yılı için iş ve özel hayatınızda en büyük dileğiniz nedir? Bu dileği gerçekleştirmek için nasıl bir yol haritası çizmeyi planlıyorsunuz?
A.O: En büyük dileğimiz sağlık. Sağlığımız olduğu sürece yüreğimizdeki sevgi, inanç ve iyi niyetle yolumuz açık olacak. Buna inanıyorum. Sağlıkla ilgili bilgi ve farkındalığımı attıracağım, sağlıklı bir diyete ve spora daha çok dikkat edeceğim bir yıl geçirmeyi hedefliyorum.
S.O: Benim de ailem ve hepimiz için ilk ve en büyük dileğim; sağlığımızın sürmesi, yani önce sağlık. Gerek özel gerekse iş hayatımda kendim ve herkes için mutluluk ve bereket dolu bir akış diliyorum. Damat Tween ve D’S damat’ın sürdürülebilir moda anlayışıyla küresel çapta ilk tercih edilen markalar olması yolunda tüm ekip olarak güçlü motivasyon ve kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz.
Gençlere ve iş dünyasına yönelik olarak 2025 için bir mesajınız olsa, onları nasıl motive etmek isterdiniz? Bu mesajın sizin hayatınızdaki karşılığı nedir?
A.O: Hayata dair meraklarını, iştahlarını daima çoğaltsınlar. Gençliklerinin değerini bilsinler ama kendilerini de geliştirmeyi ihmal etmesinler. Yaşamlarına dair aileleri dahil kimseyi suçlamasınlar. Bunun kişiye hiçbir faydası yok, bilsinler. Ve yalnızca aksiyon alsınlar. Maalesef ülkemizde son yıllarda pıtrak gibi açılan “vasat tabela üniversitelerinde” boş boş okumasınlar. O üniversitelerin kendilerine bir katma değer sağlamayacağını ve yalnızca zaman kaybı olacağını bilsinler. Bunun yerine bir an önce hayata atılsınlar. Bir iş öğrensinler. Ve bu hayatta daima öğrenci olmaları gerekeceğini unutmasınlar.
S.O: Gençlere ilk önerim; öncelikle kendilerini tanımaları ve hayatta ne istediklerini bilmeleri. Bütün içinde kendi seslerini yakalamaları, sağlıklı, mutlu ve faydalı bir hayat sürmeleri için büyük önem taşıyor.
Bunun dışında genel olarak yaratıcı, dinamik, yenilikçi ruh ve fikirler ile dünyayı daha yaşanabilir kılmak ve geleceği şekillendirmek için gençlerin ve herkesin sürdürülebilirliği benimsemelerini, teknolojiye uyum sağlamalarını ve farklı disiplinlerle iletişimde ve etkileşimde kalmalarını öneriyorum.