Yeşilköy’ün kalbinde, aynı binada üç farklı dünya… Çiğdem Kılıçlı’nın sanat atölyesi ÇOKart Sanat, Yağmur Kılıçlı’nın organizasyon şirketi Jámu Events ve Müzeyyen Derin Kılıçlı’nın butik kafesi múde İstanbul, aynı çatı altında sanat, lezzet ve organizasyonu bir araya getiriyor. Anne ve iki kızının tutkularını birleştirerek kurdukları bu benzersiz ekosistem, yaratıcılıkla dolu bir deneyim sunuyor. Sanatseverlerin, lezzet avcılarının ve özel etkinlik peşinde olanların uğrak noktası haline gelen bu büyülü ortamın hikayesini, üç güçlü kadının gözünden dinledik.
Amacım, sadece kendi içsel yolculuğumu değil, başkalarına da ilham verecek bir yaratım alanı sunmaktı.
ÇOKart Sanat’ı kurma hikayeniz nasıl başladı?
Çiğdem Kılıçlı: Sanat atölyesi kurma düşüncesi, benim akademi dönemimde aklımda olan bir hayaldi. Mezuniyet sonrası bu projeyi hayata geçirme planım vardı. Başlangıçta, evimin üst katını atölye olarak düzenledim ve home office olarak evden çalışmaya başladım. Bu süreçte hem yurt içi hem de yurt dışındaki çeşitli karma sergilere ve sanat fuarlarına katıldım. Aynı zamanda, resim üzerine karakalem, yağlı boya ve güzel sanatlara hazırlık öğrencilerine eğitim verdim.
Akademide plastik sanatlar eğitimi aldığım için sanatı farklı dallarda deneyimlemek istiyordum. Ancak evdeki atölyem, bu alanda işlerimi daha geniş bir şekilde yapabilmem için yetersiz kalmaya başladı. Bu sebeple, Çok Art Sanat Atölyesi'ni kurma kararı aldım. Bu atölye, hem sanatın farklı dallarında insanlara eğitim verme hem de kendi sanatımı üretme alanı olarak işlev görecekti. Amacım, sadece kendi içsel yolculuğumu değil, başkalarına da ilham verecek bir yaratım alanı sunmaktı.
Atölyeniz hangi sanat dallarına ev sahipliği yapıyor? Burada üretilen en özel çalışmalardan bahseder misiniz?
Çiğdem Kılıçlı: Atölyemiz de yetişkin ve çocuklara özel talebe göre grup veya birebir eğitim olarak, öğrenci hangi alanda eğitim almak istiyorsa o alanda eğitim verilmektedir.
Yağlı boya, akrilik boya, sulu boya ve toz pastel boya alanlarını da kapsayan başlangıç veya ileri seviye resim eğitimi, karakalem, güzel sanatlara hazırlık, seramik eğitimi ve bunun yanı sıra yine talebe göre küçük heykel sanatı vitray, linol baskı eğitimleri de verilmektedir.
Workshoplarınıza katılan sanat severler sonrasında nasıl bir duygu yaşıyorlar?
Çiğdem Kılıçlı: Workshoplarımıza katılan öğrenciler geldiklerinde gerçekten büyük bir heyecan ve merak içerisinde oluyorlar. Sürecin nasıl ilerleyeceği hakkında çeşitli sorular sorup bilgi almak istediklerinde gözlerindeki heyecanı görmek çok güzel bir motivasyon. Öğrenciler yaptıkları aktivite ile içsel dünyalarını keşfediyorlar, beceri ve yeteneklerini görmüş oluyorlar. Sanata olan ilgilerine rağmen zamansızlıktan vakit bulamayan katılımcılar duygusal ve bedensel bir rahatlama yaşıyorlar. Günlük ders olduğu için birbirini tanımayan öğrencilerden oluşan grupta, öğrenciler arasında da güzel ve uyumlu bir diyalog gelişebiliyor. Günün belki de haftanın stresini atmış olarak gülümseyen mutlu yüzlerle atölyeden ayrılıyorlar. Bu anlamda workshoplarımız bir tür duygusal terapi işlevi de görebiliyor.
Bir organizasyon, sadece bir gün süren bir etkinlik değil, yıllar sonra bile hatırlandığında aynı duyguyu hissettirecek bir anıdır.
Yağmur hanım sizi tanımak isteriz. Bize kendinizden bahseder misiniz ve Jámu sizin için ne ifade ediyor?
Yağmur Kılıçlı: Merhaba, ben Yağmur Kılıçlı, 1998, İstanbul doğumluyum. İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası Ticaret bölümünden mezunum. Üniversiteden sonra yurtdışında yabancı dil ve moda tasarım eğitimi aldım. Daha sonra aile şirketimizde ithalat-ihracat departmanının başına geçtim. Jámu’yu her detayında kendi ruhumu koyduğum, insanların en değerli anlarına dokunduğum keyifli bir yolculuk olarak görüyorum. Jámu, benim için sadece bir marka değil, aynı zamanda hayallerin gerçeğe dönüştüğü bir alan. Jámu’yu, kusursuzluğu ve estetiği bir araya getiren bir yapı olarak görüyorum. Her etkinlikte, insanların hayal ettiklerinden bile daha özel anlar yaşamalarını sağlamak benim en büyük tutkum. Çünkü bir organizasyon, sadece bir gün süren bir etkinlik değil, yıllar sonra bile hatırlandığında aynı duyguyu hissettirecek bir anıdır.
Organizasyon dünyasına girişiniz nasıl oldu? Jámu Events’in çıkış noktası neydi?
Yağmur Kılıçlı: Hayatta bazen küçük bir sohbet, insanın yolunu tamamen değiştirebilir. Benim hikâyem de tam olarak böyle başladı. Bir dönem, ithalat ve ihracat işleriyle ilgileniyor, yabancı şirketlerle toplantılara giriyordum. Bir gün, bir müşteriyle toplantımız vardı. Avrupa’da yaşayan iş dünyasında oldukça başarılı biri… Sohbet ilerledikçe konu özel hayata geldi ve bana düğününden bahsetti. Ardından ülkesindeki düğün organizasyonlarının buradaki düğünlere nazaran eksikliklerinden ve fazlalıklarından konu açıldı. Biraz araştırdım ve araştırdıkça içimde bir şeyler kıpırdadı. Çünkü ben hep detaylara takılan biriydim ve organizasyon demek detay demekti. Küçüklüğümden beri insanların fark etmediği şeyleri fark eder, en küçük aksaklıkları bile gözümden kaçırmazdım. Her şeyin mükemmel olmasını isterdim. Başkaları için önemsiz olan şeyler benim için önemliydi. Bu özelliğimin pek bir faydasını görememiştim ta ki Jámu doğana kadar.
Harika bir organizasyonun olmazsa olmazları nelerdir?
Yağmur Kılıçlı: Öncelikle, müşteri odaklılık organizasyon firmasının en önemli unsurlarından biridir. Organizasyon firması, her zaman müşterisinin beklentilerine göre hizmet sunmalı ve müşteri memnuniyetini sağlamak için sürekli bir çaba içinde olmalıdır. Bu, başarılı bir etkinlik düzenlemenin temelidir. Zaman yönetimi ve iyi bir ekip oluşturmak da önemli bir unsurdur. Etkinliklerin başarılı olması için her bir ekip üyesi, kendi sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmelidir. Sonuç olarak, organizasyon firması için başarının anahtarı, profesyonellik, dikkatli planlama ve müşteri odaklılık gibi unsurların birleşimidir.
Bir organizasyon, sadece bir gün süren bir etkinlik değil, yıllar sonra bile hatırlandığında aynı duyguyu hissettirecek bir anıdır.
Yağmur hanım sizi tanımak isteriz. Bize kendinizden bahseder misiniz ve Jámu sizin için ne ifade ediyor?
Yağmur Kılıçlı: Merhaba, ben Yağmur Kılıçlı, 1998, İstanbul doğumluyum. İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası Ticaret bölümünden mezunum. Üniversiteden sonra yurtdışında yabancı dil ve moda tasarım eğitimi aldım. Daha sonra aile şirketimizde ithalat-ihracat departmanının başına geçtim. Jámu’yu her detayında kendi ruhumu koyduğum, insanların en değerli anlarına dokunduğum keyifli bir yolculuk olarak görüyorum. Jámu, benim için sadece bir marka değil, aynı zamanda hayallerin gerçeğe dönüştüğü bir alan. Jámu’yu, kusursuzluğu ve estetiği bir araya getiren bir yapı olarak görüyorum. Her etkinlikte, insanların hayal ettiklerinden bile daha özel anlar yaşamalarını sağlamak benim en büyük tutkum. Çünkü bir organizasyon, sadece bir gün süren bir etkinlik değil, yıllar sonra bile hatırlandığında aynı duyguyu hissettirecek bir anıdır.
Organizasyon dünyasına girişiniz nasıl oldu? Jámu Events’in çıkış noktası neydi?
Yağmur Kılıçlı: Hayatta bazen küçük bir sohbet, insanın yolunu tamamen değiştirebilir. Benim hikâyem de tam olarak böyle başladı. Bir dönem, ithalat ve ihracat işleriyle ilgileniyor, yabancı şirketlerle toplantılara giriyordum. Bir gün, bir müşteriyle toplantımız vardı. Avrupa’da yaşayan iş dünyasında oldukça başarılı biri… Sohbet ilerledikçe konu özel hayata geldi ve bana düğününden bahsetti. Ardından ülkesindeki düğün organizasyonlarının buradaki düğünlere nazaran eksikliklerinden ve fazlalıklarından konu açıldı. Biraz araştırdım ve araştırdıkça içimde bir şeyler kıpırdadı. Çünkü ben hep detaylara takılan biriydim ve organizasyon demek detay demekti. Küçüklüğümden beri insanların fark etmediği şeyleri fark eder, en küçük aksaklıkları bile gözümden kaçırmazdım. Her şeyin mükemmel olmasını isterdim. Başkaları için önemsiz olan şeyler benim için önemliydi. Bu özelliğimin pek bir faydasını görememiştim ta ki Jámu doğana kadar.
Harika bir organizasyonun olmazsa olmazları nelerdir?
Yağmur Kılıçlı: Öncelikle, müşteri odaklılık organizasyon firmasının en önemli unsurlarından biridir. Organizasyon firması, her zaman müşterisinin beklentilerine göre hizmet sunmalı ve müşteri memnuniyetini sağlamak için sürekli bir çaba içinde olmalıdır. Bu, başarılı bir etkinlik düzenlemenin temelidir. Zaman yönetimi ve iyi bir ekip oluşturmak da önemli bir unsurdur. Etkinliklerin başarılı olması için her bir ekip üyesi, kendi sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmelidir. Sonuç olarak, organizasyon firması için başarının anahtarı, profesyonellik, dikkatli planlama ve müşteri odaklılık gibi unsurların birleşimidir.
Burası sadece bir kafe değil, kendini iyi hissetmek için küçük bir kaçış noktası.
Derin hanım bize kendinizden bahseder misiniz?
Müzeyyen Derin Kılıçlı: Merhabalar. Ben Müzeyyen Derin Kılıçlı. 1996, İstanbul doğumluyum. Lisansımı İstanbul Kültür Üniversitesi İktisat Bölümünde tamamladım. Kanada’da dil eğitimim sonrasında MSA’da pastacılık ve ekmekçilik üzerine eğitim aldım. Belli yerlerde çalışarak kendimi geliştirdim. Kadın girişimci olarak küçüklüğümden beri hayalim olan, múde İstanbul’u 2022 yılında İstanbul Yeşilköy’de kurdum.
Múde İstanbul’un ruhunu nasıl tanımlarsınız?
M. Derin Kılıçlı: Burası sadece bir kafe değil, kendini iyi hissetmek için küçük bir kaçış noktası. Sohbetlerin derinleştiği, yeni fikirlerin doğduğu, yalnızlığı bile huzurlu kılan bir durak. Burası Yeşilköy’ün göbeğinde olup yeni nesil kafelerin kaosundan uzak, deniz kokusuna ve huzura yakın, kendi çizgisini hiç bozmamış butik bir kafedir. Bütün ürünleri kendi bünyesinde üreten, hiçbir fabrikasyon ürün bulundurmayan, her gün kendini geliştirip gelen müşterilere doğru ve taze ürünlerle hizmet vererek memnun etme odaklıdır.
Menünüzde öne çıkan bir lezzet var mı? Gelenlerin mutlaka denemesi gereken tatlar neler?
M. Derin Kılıçlı: Her sabahın en zarif eşlikçisi olan kruvasan, kahveyle buluştuğunda ritüele dönüşen bir keyif sunar. İster sade ister çikolatalı ya da badem dolgulu olsun ama özellikle bir tavsiyem olacak ise müşterilerim ve benim gözümden; Manhattan Kruvasan tabağı. Pavlova. Ne ağır ne de sıradan. Bu tatlı, tam anlamıyla ince bir zarafet sunuyor. Paris Piramit, tam kararında, zengin ve tatmin edici bir lezzet. Dışı mini profiterol toplarından oluşan, içinde diplomat krema, akışkan çikolata ve sütlü pirinç patlağı bulunan, tabanında nemli velvet kek ve dışı sütlü çikolata ve fındık kaplı…
Şimdi de sorularım bu üç güçlü kadına. Yeşilköy’ün en özel lokasyonlarından birinde, aynı binada sanat, mutfak ve organizasyon dünyasını bir araya getirdiniz. Bu üç farklı alanın iç içe geçtiği bir ortamda olmak nasıl bir his ve nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Yeşilköy’ün en özel lokasyonlarından birinde, sanat, mutfak ve organizasyon dünyasını aynı çatı altında buluşturmak bizim için heyecan verici ve ilham dolu bir deneyim. Bu üç farklı alanın iç içe geçtiği bir ortam yaratırken hem yaratıcılığı hem de sosyal etkileşimi ön planda tuttuk.
Misafirlerimizden aldığımız geri bildirimler de bu konseptin ne kadar benzersiz ve etkileyici olduğunu doğruluyor. Sanatseverler, mutfağın dokunuşlarını keşfederken gastronomi meraklıları sanatsal detaylardan ilham alıyor. Organizasyonlarımıza katılan misafirler ise alışılmışın dışında sanatı ve lezzeti bir araya getiren özel bir atmosferde bulunmanın keyfini yaşıyor.
Aynı çatı altında üç güçlü kadın olarak çalışmak nasıl bir duygu? Birbirinize en büyük desteğiniz nedir?
Aynı çatı altında üç güçlü kadın olarak bir araya gelmek hem ilham verici hem de güçlendirici bir deneyim. Farklı alanlardaki uzmanlıklarımızı ve bakış açılarımızı birleştirerek ortaya koyduğumuz işin her aşamasında birbirimizi tamamlıyoruz. Birimiz sanatın, birimiz mutfağın, birimiz organizasyonun diliyle konuşuyoruz ama günün sonunda ortak bir hayali paylaşıyoruz.
En büyük desteğimiz, birbirimizin vizyonuna ve yeteneklerine duyduğumuz güven. Zorluklarla karşılaştığımızda birbirimizi motive ediyor, yeni fikirler üretirken cesaretlendiriyor ve her zaman yan yana duruyoruz. Bu dayanışma hem işimizi daha güçlü kılıyor hem de bizi her gün daha ileriye taşıyor.