• e8fa6aba-5df6-4045-9037-c215c76179fd
    Arama

    Ne Aramıştınız?

    Menu
    e8fa6aba-5df6-4045-9037-c215c76179fd
    • İş Dünyası
    • Davet
    • Röportaj
    • Lüks Yaşam
    • Moda
    • Güzellik&Bakım
    • Otomobil
    • Seyahat
    • Kültür&Sanat
    • Gezi
    • Gurme
    • Astroloji
    • Z Kuşağı
    • Sağlıklı Yaşam
    • Aksesuar
    • Hukuk 
    • Psikoloji
    Hızlı İletişim
    Phone: 0530-454-8000
    Email: info@glowcelebrity.com
    Adres

    Esentepe mah. Talatpaşa cad. No:5 Levent -İST

    • instagram
    2025-05-12 Röportaj
    1. Bahattin Açıkgöz ve Mid of Line’ın Vizyon Haritası
    Bahattin Açıkgöz ve Mid of Line’ın Vizyon Haritası

    Bazı yollar herkesin geçtiği patikalardan değil, bir kişinin adım attığı yerden başlar.
    Mid of Line’ın kurucusu Bahattin Açıkgöz, tam da böyle bir yolda yürüyerek dijital dünyada kendine özgü bir alan açtı. Antalya’nın turizmle yoğrulmuş atmosferinden İstanbul’un yaratıcı kaosuna uzanan bu yolculuk; sabır, sezgi ve vizyonla şekillendi.

    Reklamcılıktan dijital stratejiye, organizasyondan marka duygusuna uzanan bu genç girişimcinin hikâyesi; sadece başarılı bir ajans kurmak değil, bir fikir ekosistemi inşa etmek üzerine kurulu. Onun için “dijital” sadece bir mecra değil, insan davranışlarını, estetiği ve stratejiyi aynı potada buluşturma fırsatı.

    Glow&Celebrity olarak Bahattin Açıkgöz’le; Mid of Line’ın kuruluş sürecini, dijital dünyadaki fark edilmek ile hatırlanmak arasındaki ince çizgiyi, yaratıcı süreçte kolektif aklın önemini ve yoğun bir girişimcilik temposunun içinde durup nefes almayı konuştuk. Bu röportaj; gençliğin cesaretiyle, tecrübenin ağırlığını bir araya getiren bir vizyonerle yapılmış içten bir sohbet niteliğinde...

    Spot Cümleler

    Ben sadece bir kampanyada yer almak değil, bir vizyon yaratmak istiyorum. Ve bu vizyonun adı Mid of Line oldu.

    Mid of Line, benim için bir ajans değil; sürekli gelişen, öğrenen, kendini yenileyen bir fikir ekosistemi.

    Markaların bir saniyelik dikkat çekmeleri elbette önemli ama o dikkat, duyguya dönüşmediği sürece sürdürülebilir değil.

    Estetik, ilk izlenimi oluşturur. Ama anlam, kalıcılığı sağlar. Biz bu iki gücü harmanlayarak çalışıyoruz.

    “Çalışırken üretmek, dinlenirken ilham almak” mottosuyla hareket ediyorum.

    “İyi bir tasarım dikkat çeker, ama iyi bir hikâye iz bırakır.”

    Genç bir girişimci olarak sizi tanımak isteriz?

    Merhaba, ben Bahattin Açıkgöz. 1995 doğumluyum ve çocukluğum Antalya’nın Kemer ilçesinde geçti. Turizmle iç içe bir bölgede büyümek, bana dünyayı küçük yaşta tanıma şansı sundu. Farklı milletlerden insanlarla iletişim kurmak sadece kültürel farkındalığımı artırmadı; aynı zamanda insan davranışlarını gözlemleme konusunda bana eşsiz bir deneyim kazandırdı.

    Lise yıllarımda turizm sektöründe çalışarak iş hayatına adım attım. Her gün yeni yüzlerle tanışmak beni insan ilişkilerinde daha güçlü ve çözüm odaklı biri haline getirdi. Üniversite eğitimim için Konya’ya taşındım ve Selçuk Üniversitesi Reklamcılık Bölümü’nden mezun oldum. Daha üniversite yıllarımda reklam ve etkinlik dünyasında aktif olmaya başlamıştım. Bu alan, sadece mesleki değil; kişisel olarak da beni besleyen, dönüştüren bir alan oldu.

    Üniversite sonrası rotamı İstanbul’a çevirdim. Sektörde yer aldığım her ajans, bana farklı bir yetenek, farklı bir perspektif kazandırdı. Tüm bu tecrübelerin ardından 2020 yılında artık kendi vizyonumu yaratma zamanı geldiğine inandım ve Mid of Line’ı kurdum.

     

    Sizi dijital dünyaya çeken şey neydi ve Mid of Line'ı kurmaya giden yolculuk nasıl başladı?

    Kemer gibi turistik bir ilçede büyümek bana hayatın çok erken yaşlarda uluslararası bir yönünü gösterdi. Her gün farklı dillerde konuşan, farklı beklentileri olan insanlarla iç içe olmak beni gözlem yapmaya itti. İnsanların neye nasıl tepki verdiğini, hangi davranış biçimlerinin evrensel olduğunu küçük yaşta kavramaya başladım.

    Dijital dünya benim için başından beri sadece ekranlar ve kodlardan ibaret olmadı. Orada sınırsız bir ifade alanı, fikirlerin hayata geçme potansiyeli vardı. Küçük yaşlardan itibaren gözlem yapmayı sevdiğim için insanların davranışlarını dijitalde analiz etmek de beni hep cezbetti.

    Üniversite dönemimde işin mutfağına girip hem organizasyon hem reklam alanında çalışarak deneyim kazandım. O süreçte dijital dünyanın hızına, dinamizmine ve etkisine daha da hayran kaldım. Mezun olduktan sonra İstanbul’da ajanslarda çalıştım. Her biri bana farklı şeyler öğretti. Kimisi strateji, kimisi yaratıcılık, kimisi ekip yönetimi.

    Ancak bir süre sonra şunu fark ettim. Ben sadece bir kampanyada yer almak değil, bir vizyon yaratmak istiyorum. Ve bu vizyonun adı Mid of Line oldu. Mid of Line’ı kurarken arkamda büyük bir sermaye yoktu ama büyük bir vizyonum vardı. Sıfırdan bir şey inşa etmenin verdiği heyecanla yola çıktım. En büyük sermayem; inancım, sabrım ve hayal gücümdü. 2020 yılında, herkesin duraksadığı bir dönemde ben yola çıktım. Çünkü inandığım bir şey vardı. Bazı yollar ancak sen adım atarsan açılır.

    Bugün geriye dönüp baktığımda şunu net görüyorum. Hayal kuranlar, zamanı gelince o hayalin içinde yaşamaya başlar. Mid of Line, benim için bir ajans değil; sürekli gelişen, öğrenen, kendini yenileyen bir fikir ekosistemi. Başladığım günkü heyecanımı hâlâ her yeni projede hissediyorum.

    Mid of Line, markalara dijital dünyada özgün bir kimlik kazandırmayı hedefliyor. Sizce bir markanın dijitalde "fark edilmesi" ile "hatırlanması" arasındaki en kritik fark nedir?

    Fark edilmek bir göz temasıdır. Ama hatırlanmak, bir iz bırakmaktır. Dijitalde dikkat çekmek, algoritmalarla, renklerle veya büyük puntolarla mümkün. Markaların bir saniyelik dikkat çekmeleri elbette önemli ama o dikkat, duyguya dönüşmediği sürece sürdürülebilir değil. Kullanıcıyı etkilemek, o etkiyi kalıcı hale getirmek bambaşka bir şey. Biz Mid of Line olarak, her markaya sadece bir kimlik değil, aynı zamanda bir his inşa ediyoruz. Çünkü insanlar ürünleri değil, duyguları hatırlar, “İyi bir tasarım dikkat çeker, ama iyi bir hikâye iz bırakır.”

    Mid of Line olarak biz markalara geçici çözümler sunmuyoruz. Her projede “bu marka kullanıcıda nasıl bir duygu bırakacak?” sorusuyla yola çıkıyoruz. Çünkü insanlar artık ürün değil, deneyim satın alıyor.
    “Estetik, ilk izlenimi oluşturur. Ama anlam, kalıcılığı sağlar.” Biz bu iki gücü harmanlayarak çalışıyoruz. Hatırlanmak için önce samimi olmak gerekir. Ardından tutarlılık gelir. Dijitalde akılda kalmak için yalnızca çarpıcı tasarımlar yetmez; stratejiyle beslenmeyen yaratıcılık kısa ömürlüdür. Bir markanın hatırlanması için onun bir duruşu, bir sesi, bir hikayesi olması gerekir. Biz işte bu hikâyeyi birlikte yazıyoruz.

    Unutmayın, “fark yaratmak” bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Ama “hatırlanmak” ise; ruhunu kattığın, gerçek bir markaya dönüşmektir

     

     

    “Tasarım, strateji ve teknoloji” üçlüsünü bir araya getirirken, projelerde bu üç alanı nasıl dengelemeyi başarıyorsunuz?

    Bu aslında bir sahne yönetmek gibi. Her biri ayrı bir karakter: Tasarım, duyguyu temsil eder. Strateji, aklı temsil eder. Teknoloji ise arka plandaki tüm sistemi ayakta tutan mühendisliktir. Başarılı bir işte bu üçlü senkron çalışmalıdır.

    Projeye başlamadan önce büyük resmi görmeye çalışırız. Sonra detaylara inerek hangi adımda neyin öncelikli olması gerektiğine karar veririz. Bazen strateji önde olur, bazen teknoloji yeni olanaklar sunar, bazen de tasarım tüm süreci sürükler. Ama hepsinin merkezinde her zaman insan vardır.


    Tasarım her zaman ilk bakışta dikkat çeker. Ama arka planda güçlü bir strateji yoksa bu etki geçici olur. Eğer tasarımı teknolojiyle buluşturup üzerine sağlam bir strateji oturtabilirseniz, işte o zaman etki yaratan projeler ortaya çıkar. Biz de bu dengeyi kurmak için her projemizi kolektif akılla ve disiplinler arası bir bakışla yürütüyoruz. Her projede ekiplerimizi bu üç alanda harmanlayarak ilerletiyoruz. Fikir üretimi sırasında kreatif ekibimiz, strateji ekibimiz ve teknik uzmanlarımız ortak masaya oturur. Çünkü biliyoruz ki, başarılı projeler tek bir akılla değil, kolektif vizyonla çıkar.

    Dijital dünyada sürekli değişen trendler ve teknolojiler karşısında, Mid of Line olarak nasıl bir adaptasyon stratejisi izliyorsunuz?

    Dijital dünya durmuyor, biz de durmuyoruz. Biz değişimi tehdit olarak değil, ilham kaynağı olarak görüyoruz. Dijitaldeki her güncelleme, her trend, bizim için yeni bir fırsat. Sürekli yenileniyoruz, güncelleniyoruz, test ediyoruz. Trendleri sadece takip etmiyoruz, onlara yön vermeye çalışıyoruz. Trendleri ezberlemek yerine onları markalara göre yeniden yorumlamayı tercih ediyoruz. Ekibimizin en büyük gücü; öğrenmeye olan açıklığı ve yeni fikirlere duyduğu heyecan. Her hafta yeni çıkan araçları test ederiz, global kampanyaları analiz ederiz ama en önemlisi, her trendi kendi içimizde yeniden yorumlarız.

    Bizde öğrenmek bir görev değil, bir refleks. Dijital dünya sürekli değişiyor ama bu değişim bazen yalnızca teknik değil; kültürel ve davranışsal da olabiliyor. Bu yüzden biz sadece algoritmaları değil, insan davranışlarını da analiz ediyoruz.

    Adaptasyon bizim için reaktif değil, proaktif bir süreç. Örneğin bir sosyal medya algoritması değiştiğinde hemen çözüm üretmek yerine o değişimin nedenini anlamaya çalışıyoruz. Çünkü sadece değişime ayak uydurmak değil, değişimin ruhunu kavramak da önemli.
    Bugünün doğrusu, yarının yükü olabilir. Bu yüzden her hafta kendimize şu soruyu sorarız: Bu hafta ne öğrendik, neyi unuttuk?
    Değişimden korkmuyoruz çünkü biliyoruz ki değişen dünyaya ayak uydurmak değil, onun önünde yürümek bizi ayakta tutar.

    Aslında girişimcilik günün 24 saatine yayılan bir meslek. Böylesi bir yoğunlukta iş dünyasının temposu arasında mola verdiğiniz zaman sizi en çok ne mutlu eder?

    İtiraf etmeliyim ki, zihnim çoğu zaman çalışmaya devam ediyor. Ama ne zaman doğaya kaçsam ne zaman sessiz bir deniz kenarında ya da doğanın ortasında olsam, o zaman gerçekten durabildiğimi hissediyorum. Doğayla bağ kurmak, bana sadece huzur değil, yeni fikirler de getiriyor.

    Bazen de en büyük mutluluğu basit anlarda buluyorum: Kaliteli bir kahve eşliğinde iyi bir sohbet, spontane yapılan küçük bir seyahat ya da sevdiklerimle geçirilen zaman. Çünkü girişimcilik; evet, bir tempodur ama aynı zamanda denge sanatıdır.
    “Çalışırken üretmek, dinlenirken ilham almak” mottosuyla hareket ediyorum. Ve biliyorum ki, hayatta neye, ne kadar vakit ayırırsan, o da sana o kadar geri döner.

     

    Son Yayın
    Tüm Dergileri Görüntüle
    Popüler Kategoriler
    • İş Dünyası
    • Davet
    • Röportaj
    • Lüks Yaşam
    • Moda
    • Güzellik&Bakım
    • Otomobil
    • Seyahat
    İlgili yazılar
    • Bahattin Açıkgöz ve Mid of Line’ın Vizyon Haritası
      Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, “Denizleri Koruyamazsak Geleceğimizi de Koruyamayız” DENİZLERDE SIFIR ATIK BİLİNCİ YAYGINLAŞTIRILMALI!
    • Bahattin Açıkgöz ve Mid of Line’ın Vizyon Haritası
      Bahattin Açıkgöz ve Mid of Line’ın Vizyon Haritası
    • Bahattin Açıkgöz ve Mid of Line’ın Vizyon Haritası
      Anadolu’nun İlhamıyla, Dünya Sahnesinde Bir Moda Ruhu Zeynep Tosun
    • Bahattin Açıkgöz ve Mid of Line’ın Vizyon Haritası
      Yalnızlıktan Güce, Sezgiden Stratejiye: Leyla Alaton’un Yolculuğu
    • Bahattin Açıkgöz ve Mid of Line’ın Vizyon Haritası
      Ömer Malaz ile Numarine’nin Özgün Yolculuğu
    Sosyal Medya
    instagram
    sonraki
    e8fa6aba-5df6-4045-9037-c215c76179fd

    Glowcelebrity

    Popüler Kategoriler
    • İş Dünyası
    • Davet
    • Röportaj
    • Lüks Yaşam
    İletişim E-mail info@glowcelebrity.com Telefon 0530-454-8000
    • Künye
    • Hakkımızda
    • KVKK Aydınlatma

    © 2025 Kreatifmerkezi