>>
Denge Sanatı: Mimar Dilek Karaman ile İlham, Tasarım ve Geleceğe Bakış
İç mekanları yaşam alanlarına dönüştüren isim, DK Mimarlık’ın kurucusu Dilek Karaman ile tasarımdaki ilham kaynaklarından modern ve geleneksel unsurları nasıl dengelediğine kadar pek çok konuda keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Her projesini bir hikâye olarak gören Karaman, mimarlıkta cesur dokunuşların önemini ve geleceğin trendlerini bizlerle paylaşıyor. Hayalini kurduğu taş ev projesinden, genç iç mimarlara verdiği tavsiyelere kadar, tasarım dünyasına dair ilham verici bir yolculuğa hazır olun!
Her proje benim için aslında yeni bir yaşam ve hikâye demek.
Doğal malzemelerin hayatımıza giriyor olması ile minimal ürünlerin fonksiyonellikle buluştuğu tasarımlar görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz.
Tasarımlarınızı oluştururken ilham kaynaklarınız nelerdir?
Öncelikle tasarımlarımızı oluştururken yaşam alanının konusu, bulunduğu yer ve yapının kendi karakteri tasarım yolculuğunu belirleyen unsurlar arasında. Kullanıcının istek ve talepleri göz önünde bulundurarak biz tasarımcılarının tasarım stili ile tüm bu süreç şekillenmektedir.
Tasarımda hem modern hem de geleneksel unsurları nasıl dengeliyorsunuz?
Bu iki stili karıştırmayı zaman zaman seviyorum ancak bu tarzı çalışırken denge çok önemli. Doğru yerde doğru ürünü kullanmak projeye hem cesaretli bir dokunuş ve hem de farklılık katıyor. Projelerimde bu dokunuşlara zaman zaman bende ihtiyaç duyuyorum.
DK İç Mimarlık olarak bugüne kadar yürüttüğünüz en unutulmaz proje hangisiydi ve sizi en çok etkileyen yönü neydi?
Her proje benim için aslında yeni bir yaşam ve hikâye demek. Bu yüzden tüm projelerim benim için özel ve heyecan verici. Müşterilerimin karakteri de benim çalışma tarzıma eşlik ediyorsa ayrıca keyifli bir hale dönüşüyor bu süreç.
Hayalimde bir taş ev projesi var gelecek dönemde ve bu süreci biraz daha özel parçalardan oluşturmayı düşünüyorum. Bir hikayesi ve bulunduğu coğrafya yapısı ile bir bütün. Beni çok heyecanlandıran bu çalışmada biraz daha detaya girerek konuşuruz sonrasında.
Müşterilerinizin yaşam tarzlarına uygun, kişiselleştirilmiş alanlar tasarlarken en çok dikkate aldığınız unsurlar nelerdir?
Sürecin başlangıcında onları dinliyorum, ihtiyaçlarını ve zevklerini öğrendikten sonra kendi yorumumla ortaya bir çalışma çıkıyor.
Sizce iç mimarlık dünyasında gelecekte hangi trendler ön planda olacak? Teknoloji ve sürdürülebilirlik tasarımlara nasıl yön verecek?
Sadelik ve şeffaflık ön planda. Doğal malzemelerin hayatımıza giriyor olması ile minimal ürünlerin fonksiyonellikle buluştuğu tasarımlar görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz, yine amorf yapıları kullandığımız ürünlerde daha çok hat olarak göreceğiz.
Profesyonel kariyeriniz boyunca iç mimarlık alanında ne gibi yenilikler veya değişimler gözlemlediniz? Bu değişimlere nasıl uyum sağladınız?
Bence biz çok yol kat ettik. Özellikle Avrupa seyahatlerimde gözlemlediğim şey bizim çok çeşitli oluşumuz ve bu çok sevindirici. Özellikle tekstil, taş seçimleri ve güncellenen yeni dokular ve yüzeyler çok hızlı ilerliyor. Bu durum hayal ettiğimiz tasarımları hayata geçirmemizi kolaylaştırırken daha özgür düşünceler ile yaklaşıyoruz tasarımın başlangıcında.
Genç iç mimarlara ve bu sektörde kariyer yapmayı düşünenlere vermek istediğiniz tavsiyeler nelerdir?
Bir gülümseme geldi şu an, bu soruda nereden başlasam.
Bu disiplin sadece mimarlık olarak değerlendirilmemeli, aileden, okuldan ve karakterden başlayan bu yolculuk emek, sabır ve hedefler ile inşa edilir. Uzun bir yolculuktur, kişi sabırlı, kararlı, detaycı, araştırmacı, meraklı, gezgin, sosyal, kaşif, çalışkan diye böyle sürer gider başlıklar. En önemlisi ise daima en iyisi neyse ve ne gerektiriyorsa ona dönüşme gayreti ve çabası. Bir karar verip yola çıkmak gerekiyor ve ne olursa olsun bu karardan geri adım atmaman üzere, çok sevgiler.