Bazı yapılar yalnızca inşa edilmez; güveni, konforu ve tanıdık bir sıcaklığı mimarinin diliyle hayata taşır. Ve bazı markalar sadece hizmet sunmaz, hayatlara dokunur.
Caresse Bodrum, 10 yıl önce bu anlayışla yola çıktı. Bugün ise sadece bir otel değil, bir topluluk, bir yaşam kültürü ve dört mevsim süren bir deneyim merkezi.
Glow&Celebrity’nin yeni sayısında, Caresse Bodrum’un kurucusu ve vizyoneri Volkan Büyükhanlı ile hem bu yolculuğun başlangıcını hem de geldiği dönüm noktasını konuştuk.
Onun anlatımıyla Caresse; Bodrum’un kalbinde, doğaya saygılı mimarisiyle, gastronomideki seçkin dokunuşlarıyla, ışıkla kurduğu özgün atmosferiyle ve “friends&family” ruhunu benimseyen yaklaşımıyla bir hayalin vücut bulmuş hali.
Bu özel söyleşide; yalnızca mimari detaylara ve hizmet anlayışına değil, aynı zamanda bir topluluk yaratma vizyonuna, “iyi yaşam” felsefesine ve önümüzdeki yıla dair planlara da yer verdik.
Spot Cümleler
On yıl önce, sadece bir otel değil; aynı zamanda bir yaşam tarzı yaratma hayaliyle yola çıktık.
Lüksü sadece gösterişli yapılarla değil; güven, konfor ve tanıdık bir ortamla yorumlamaya çalıştık.
Bir mimari yapıyı öven en önemli unsur doğru planlanmış bir ışıklandırmadır.
Caresse bir yaşam biçimi.
Caresse Bodrum’un ilk 10 yılını geride bırakırken; Murat Karahan, Gipsy Kings ve Kenan Doğulu’nun ikonik “Ken on the Beach” konseptiyle sahne alacağı ay ışığı altında gerçekleşecek özel etkinliklerle, seçkin bir kitleyle birlikte kutlamaya hazırlanıyoruz.
Caresse Bodrum bu yıl 10. yaşını kutluyor. Bu on yıl sizin için nasıl geçti? Bu yolculukta en gurur duyduğunuz an neydi?
Otelin kuruluşundan bugüne kadar yaşadığı dönüşümü sizin gözünüzden dinlemek isteriz.
Caresse Bodrum’un bu özel yolculuğu, bizim için hayal ettiğimiz birçok vizyonun gerçeğe dönüşümüne şahit olduğumuz bir dönem oldu. On yıl önce, sadece bir otel değil; aynı zamanda bir yaşam tarzı yaratma hayaliyle yola çıktık. Bugün geriye dönüp baktığımızda, otelimizin Bodrum’un en özel noktalarından birinde, yılın 12 ayı yaşayan, çok katmanlı bir deneyim merkezi haline gelmiş olması en büyük gurur kaynağımız.
Caresse’i hayata geçirirken nasıl bir vizyonla yola çıktınız? Hangi ihtiyaçlara yanıt vermek istediniz ve markayı inşa ederken önceliğiniz neydi?
Caresse’i kurarken amacımız, kendimizin de içinde olmaktan keyif alacağı, sıcak, samimi ve seçkin bir sosyal yaşam alanı yaratmaktı. Residence tarafında da aynı yaşam kültürünü benimseyen, benzer değerlere sahip bir toplulukla bu alanı paylaşmak bizim için önemliydi. Tüm kurguyu “friends&family” yaklaşımıyla inşa ettik. Lüksü sadece gösterişli yapılarla değil; güven, konfor ve tanıdık bir ortamla yorumlamaya çalıştık.
Caresse’i, Bodrum’daki diğer lüks otellerden ayıran en temel özellik sizce nedir? Sizi “bir otelden daha fazlası” yapan şey ne?
Caresse Bodrum, destinasyonda yılın 12 ayı hizmet veren tek lüks uluslararası zincir olarak öne çıkıyor, bizi farklılaştıran en önemli unsurlardan biri bu süreklilik. Bununla birlikte konumumuz da çok özel; şehir merkezine bu denli yakın olup, aynı anda doğayla iç içe bu kadar sakin ve rafine bir ortam sunarak yalnızca bir otel olarak değil, misafirlerimize yaşam tarzı sunan bir topluluk duygusu yaratmamızdan kaynaklanıyor.
Misafirleriniz Caresse’te nasıl bir deneyim yaşıyor? Onlara sunduğunuz ‘lüks’ anlayışı nasıl şekilleniyor? Sadece hizmetle değil, duyguyla bağ kuran bir tatil deneyimi sunuyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Caresse’te yaşanan deneyim, sadece konaklamadan ibaret değil. Misafirlerimize, tüm detayların uyum içinde çalıştığı; müziğin, kokunun, ışığın ve doğanın iç içe geçtiği bir sahne sunuyoruz adeta. Gösterişten uzak, göz yormayan sade lüks bir atmosfer kurduk. Lüks anlayışımız; dinginlik, denge ve samimiyetle iç içe bir sadelikten besleniyor.
Caresse’in mimari dili ve iç tasarımı büyük beğeni topluyor. Bu estetik anlayışta sizi yönlendiren temel unsurlar nelerdi? Tasarım kararlarınızda Bodrum’un ruhunu nasıl yansıttınız?
Tasarımda zamansız, göz yormayan ama etkileyici bir çizgiyi benimsedik. Bodrum’un doğasına, dokusuna ve ışığına saygı duyan bir anlayışla hareket ettik. Doğal malzemelerle yalın şıklığı buluşturarak, konuklarımıza iç huzur hissi uyandıran alanlar yaratmaya odaklandık. Lüksü burada; konfor, dinginlik ve samimiyetle tanımlıyoruz.
Otelinizde ışık ve atmosferin çok özel bir rolü olduğunu biliyoruz. Işık, Caresse için ne ifade ediyor? Dekorasyonda ve mimaride ışığı adeta bir imza gibi kullandığınızı gözlemliyoruz.
Işık, Caresse’in ruhunu yansıtan en güçlü öğelerden biri. Bir mimari yapıyı öven en önemli unsur doğru planlanmış bir ışıklandırmadır. Işıklandırma seçimlerimizi bilinçli bir sadelikle yaptık. Resort genelinde amber ve 2700 K ışığın doğru bir şekilde harmanlandığını görebilirsiniz.
Misafirlerimizin aydınlatma ile içsel bir bağ kurmasına olanak tanıyor. Her alanda gün ışığını olabildiğince doğal şekilde içeri alan, akşam saatlerinde ise loş ama karakterli bir atmosfer sunan bir kurgu oluşturduk.
Gastronomi anlamında Caresse misafirlerine ne gibi ayrıcalıklar sunuyor? Restoranlarınızda nasıl bir mutfak anlayışı hâkim?
Gastronomi bizim için sadece bir hizmet değil, bir anlatım biçimi. Bu alanda dünya standartlarını yakalayan uluslararası güçlü marka işbirliklerimiz var. Michelin tavsiyeli Barbarossa, Yunan mutfağının zarafetini sunarken; La Zucca, İtalyan mutfağının rafine lezzetlerini sahneye çıkarıyor. Buddha-Bar Beach ise Asya füzyon mutfağını eşsiz bir atmosferle buluşturuyor. Son olarak, Longevity Kitchen ile ‘blue zone’ bölgelerinden ilham alan sağlıklı, taze ve dengeli seçenekleri misafirlerimize sunarak yaşam kalitesini yükselten bir yaklaşım benimsiyoruz.
Caresse’i yalnızca bir otel olarak değil, bir yaşam stili olarak kurguladığınızı söyleyebilir miyiz? Buraya gelen misafirlerinize bir aidiyet duygusu yaratmak için nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
Kesinlikle. Caresse bir yaşam biçimi. Özellikle residence tarafında artık birçok komşumuzla aile gibi olduk. Misafirlerimizi kapıda bizzat karşılıyor, bayramlar ve özel günlerde birlikte vakit geçirmeye özen gösteriyoruz. Zamanla oluşan bu topluluk duygusu, aidiyeti organik olarak beraberinde getirdi. Burada herkesin kendini evinde hissetmesi, bizim için en değerli başarı.
2025 yazı için Caresse’te misafirleri bekleyen yenilikler, projeler ya da sürprizler var mı? Bu sezona özel hazırlıklarınızdan biraz bahseder misiniz?
2025 sezonunun en heyecan verici gelişmesi, Longevity Spa ve Longevity Kitchen konseptimizin hayata geçmesi. Milano’dan gelen bu özel konseptle, Caresse’te “iyi yaşam” felsefesini her alanda hissettirmek istiyoruz. Yani sadece iyi yemek ve iyi müzik değil; aynı zamanda beden ve zihin sağlığına hitap eden bütüncül bir yaşam deneyimi sunmayı hedefliyoruz.
Son olarak… Önümüzdeki 10 yıl için Caresse Bodrum’a dair hayaliniz nedir? Bu markayı nasıl bir gelecekte konumlandırmak istiyorsunuz?
İlk 10 yılda hedeflediğimiz hayallerin büyük kısmına ulaştık. Önümüzdeki on yılda, bu temelleri sağlamlaştırırken aynı zamanda yeniliklere açık, sürdürülebilir bir gelişim yolculuğu sürdürmeyi hedefliyoruz. Caresse Bodrum’un dört mevsim boyunca yaşamın keyifle sürdüğü, ilham veren bir yaşam alanı haline gelmesi en büyük önceliğimiz. Belki de en güzel hayal; burada yıllardır bizimle birlikte olan dostlarımızın, çocuklarımızın en güzel anılarını birlikte yaşamak, bu alanın gerçekten paylaşılan bir hayata dönüştüğünü görmek olurdu.
Bu duygu ve birlikteliği, Caresse Bodrum’un ilk 10 yılını geride bırakırken; Murat Karahan, Gipsy Kings ve Kenan Doğulu’nun ikonik “Ken on the Beach” konseptiyle sahne alacağı ay ışığı altında gerçekleşecek özel etkinliklerle, seçkin bir kitleyle birlikte kutlamaya hazırlanıyoruz. Bu sadece bir kutlama değil, Caresse’in yaşam tarzına dönüşen yolculuğunun gerçek bir dönüm noktası. On yıl önce bir hayal olarak başlayan bu serüven, bugün binlerce anıya dönüştü. Şimdi ise bu yolculuğa, yeni anılarla devam ediyoruz.